Antik dönemin ünlü tarihçisi Herodot tarafından,gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü olarak tanımlanan Ege'de antik çağlarda baştan başa gezen dönemin ozanı Homeros oturduğu bir zeytin ağacının gölgesinde dinlenirken,bu yaşlı bilge ağaç dile gelir ve kulağına "Herkese aitim ama kimseye ait değilim,siz gelmeden öncede buradaydım,siz gittikten sonrada burada olacağım." diyerek geçmişten bu günümüze kadar ve sonrasında da daima var olacağını anlatır...
İşte bizlerde bu hikayede var olan zeytin ağacının dile getirdiği gibi geçmişten günümüze dek var olan ve insanlığa miras kalan bu kadim bereketli toprakların ve ağaçların eşsiz doğasına ve geleneklerine sadık kalarak,onları küstürmeden yetiştiriyor,sonrasında da doğal ve sağlıklı besinler üretmeye çalışıyoruz...
Bizim bilebildiğimiz,yaklaşık iki yüz yılı aşkın bir süredir bu bereketli topraklarda yaşayan ve üreten bir aile olarak,muhteşem bir coğrafyanın eşsiz ve kadim bir meyvesi ve tadı olan zeytin ağaçlarına büyük bir tutku ve sevgiyle bağlıyız.İlk amacımız büyük ticari kazançlar elde etmek değil,zeytin ağaçlarını yaşatmak ve doğaya hizmet etmek,ikinci amacımız ise unutulmakta olduğunu düşündüğümüz ve geleneksel biçimde elde edilen,doğal ürünleri gelecek kuşaklara aktarmak,çocukluğumuzdan bu günümüze dek aklımızda kalan o doğal,sağlıklı tatları ve kokuları insanımızla yeniden kavuşturmak olarak olarak görüyoruz…
